Şu soğuklar çorbasız olmuyor hacı. Bütün gün dışarılarda bi taraflarım dona dona durduktan sonra, eve gelince HAZIRDA bulmayı en sevdiğim şey çorba tabi ki. Bundan dolayı, üç dört günde bir, bi kaç çeşit çorba yapıyor, akşam eve gelince hemen ısıtıp yiyorum (içiyorum?).
Ve şimdi de ne zamanı? Yes, balkabağı. Anneler (ve ablalar) bunun tatlısını yapar çok güzel, ben de çorbasını yapıyorum. Ablalar çorbasını da yapar, tamam.
Bu assonra yazacağım reçete, (aklımda kaldığı kadarıyla) Swissotel’den Louis şefin memleketi Güney Afrika Cumhuriyeti’ne özlü balkabağı çorbası reçetesi. İçinde benim biraz uydurmam kısımlar da olabilir.
Şimdi öncelikle belirteyim, balkabağı çorbası tatlımsı oluyor, bu tür lezzetleri beğenmeyenler hiç yapmasın. Benim annem hiççç beğenmiyor mesela.
1 kg balkabağı
1 adet orta boy patates
1 lt su
1 çay kaşığı köri
1 yemek kaşığı tereyağı (isteğe bağlı)
tuz & (bol) karabiber
süs & püs kısmı için isteğe bağlı olarak krema
Önce balkabaklarını kabuklarından ayırıyoruz. Ben önce dilimleyip sonra da dilimleri dörde ya da beşe bölüp, öyle kabuklarını kesiyorum, kolayıma gidiyor. Patatesimizi de soyup biraz daha ufak doğruyoruz. Patatesleri balkabağından daha ufak doğruyorum çünkü patates geç, balkabağı çabuk pişiyor.
Balkabaklarını ve patatesi tencereye alıp, üstüne de ancak üstelerini örtecek kadar soğuk su koyup, tencerenin kapağını kapatıp bi güzel pişiriyoruz.
Patatesler pişince, (balkabağı kesin pişmiş olur), ocaktan alıp blenderla çekiyoruz. Körisini, tuzunu – karabiberini ve suyun kalan kısmını sıcak olarak koyup yine ocağa alıyoruz ve bi taşım kaynatıp altını kapıyoruz. Bir parça tereyağını çorbaya atıp eriyinceye kadar karıştırıyoruz. Çorba hazır!
İsterseniz krema ile süsleyebilirsiniz. Ben bi süredir ne tereyağı atıyorum ne krema koyuyorum, sıfır yağlı bir çorba oluyor. Zaten hali hazırda çok lezzetli.